Isparta ve İlçeleri Kültürel Web Tanıtım Sitesi
  Kültür ve Sanat
 
Arkeolojik Verilerle Isparta ve Çevresi
 
Farklı kültür ve uygarlıkların doğduğu yer olarak birçok tarihi kalıntı ile dolu olan Anadolu, dünyanın tarih ve doğa müzesidir. Isparta Akdeniz, Ege ve İç Anadolu Bölgeleri arasında yeralan önemli bir coğrafi noktada yer alır. Tarih boyunca sürekli yerleşim görmüş Göller Bölgesi “Pisidia” olarak adlandırılmıştır. Çeşitli zamanlarda sınırları değişen bu bölgede kendi dillerini konuşan “Pisidialılar” yaşamış ve yerel bir dil olarak da “Pisidçe” dilini konuşmuşlardır. Bu dilin varlığı Aksu İlçesindeki Timbriada, Sofular Köyü ve Senitli Yaylasında ele geçen mezar taşlarından anlaşılmaktadır.

Bölgede ilk yerleşmelerin tarihi Üst Paleolitik (MÖ 35.000-10.000) ve Mezolitik (MÖ 10.000-8.000) Dönemlere inmektedir. Yapılan arkeolojik kazı çalışmaları sonucunda Tunç Çağ (MÖ 3000-1200) yerleşiminin bol olduğu Isparta ilinde Neolitik ve Kalkolitik yerleşimlerin de üzerinde olduğu toplam 56 adet tescilli höyük vardır.

Hitit Döneminde (MÖ l800-l200) metinlerde bölgenin adı “Pitaşşa” olarak geçmektedir. Hitit Döneminde Arzava bölgesi olduğu ileri sürülen Pisidia toprakları hiçbir zaman tam olarak Hitit egemenliği altına girmemiştir. Hitit Devletinin yıkılması ile Friglerin Anadolu’da, MÖ 750 yılında bir devlet olarak ortaya çıktığı zamana kadar geçen süre karanlıktır. Friglerin yayılım alanının doğusunda kalan Pisidya bölgesini egemenlikleri altına alıp almadıkları ve bu bölgeyle olan ilişkileri bilinmemektedir.

MÖ 695 yılında Kimmerler tarafından yıkılan Frig Devleti yerine Lidyalılar, Batı Anadolu bölgesinde büyük bir devlet kurmuşlardır. Pisidya bölgesinde yapılan araştırmalarda Lidya hakimiyetine işaret edecek arkeolojik bir veri bulunmamaktadır. Muhtemelen Lidya Devleti, Pisidia bölgesini siyasi olarak kapsamış olmalıdır.

MÖ 547 yılında Sardes’i (Salihli) alarak Lidya Devletini yıkan Persler MÖ 334 yılına kadar Anadolu’ya hakim olmuş ve Lidya Devleti egemenliğindeki toprakları kontrolleri altına almışlardır. Pisidia bölgesi de bu dönemde Pers egemenliğine girmiştir. Tarihi kaynaklarda Pisidia adına ilk kez MÖ 5. yüzyıl sonunda rastlanır. Bu dönemden Senirkent Yassıhöyük Kasabasında çıkan ve MÖ 530-510’a tarihlenen mezar stelleri tespit edilmiştir.

Pisidia bölgesinde özellikle İmparator Augustus döneminde Roma egemenliğinin simgesi olan Koloni kentleri kurulmuştur. Bunlar Antiokheia (Yalvaç), Kremna (Çamlık), Komama (Ürkütlü), Olbasa (Belenli), Parlais (Barla)’dır.
Isparta Merkez
 
 
      Baris-Fari: Baris’in Isparta Merkez İlçe sınırları içerisinde bulunduğu; fakat, bugüne kadar bilimsel arkeolojik araştırmalar yapılamadığı için herhangi bir kalıntı bulunamamıştır. Cestrus (Aksu) ırmağını besleyen kaynakların yakınında olduğu bilinen Baris antik kentinin bugünkü Isparta adının da kaynağı olduğu düşünülmektedir. Isparta adının geldiği köken için düşünülen diğer bir görüşte ise, Polybios’da (V.72) bir metinde geçen Saporda adı üzerinde durulmaktadır. XIV. yüzyıl Arap kaynaklarında ilin bugün bulunduğu yöre Saparta olarak anılmakta ve Isparta adınında Saborta isminin değişmiş hali olduğu düşünülmektedir. 1948 yılında L. Robert, bu antik kentin Keçiborlu-Kılıç Kasabası yakınında Fari'de olduğunu göstermiştir. Hellenistik çağdan itibaren sikke basan kent, Roma dönemi sonuna kadar para basmaya devam etmiştir.



Kapıkaya Harabesi: Isparta ili merkez ilçeye bağlı, Güneyce ve Çukurca köyleri arasında Güneyce Köyüne 5 km uzaklıktadır. Kentin adı ve kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber kentin adı bilinen fakat tespit edilemeyen Sandallion, Minassos, Tityassos gibi kentlerden birisi olduğu düşünülmektedir. Şehir Hellenistik dönemde kurulmuştur. Eğimli arazide yeralan kentin güney tarafı surla çevrili, kuzey tarafında ise yüksek bir kayalık bulunmaktadır. Kente girişte iki yandaki kayalara Sagalassos'da olduğu gibi nişler oyularak ostotekler (külkabı) yapılmış, kentin doğu ve batı yamacında teraslar oluşturularak yapılar yerleştirilmiştir. Güneydeki geniş düzlükte 5 sıra oturma basamaklı at nalı biçimli toplantı alanı, doğusunda işlevi belli olmayan kentin en büyük binası bulunur. Tapınak olabilecek bir yapı ve haç planlı bir şapel yeralır. Kentte lahit mezar ve kapak üzerine mezar sahibinin işlendiği iki adet lahit kapağı ve heykeller yeralmaktadır. Heykeller Isparta Müzesine nakledilmiştir. Kentin güneybatısında antik basamaklarla ulaşılan doğal bir mağara bulunur. Mağara muhtemelen bir kutsal alan olduğu düşünülmektedir.





İncirlikaya Oda Mezarları: Merkez İlçeye bağlı Gölbaşı Köyü yakınında bulunan kaya mezarları zemin kodunun altında kayaya oyulmuşlardır. Mezarlara giriş kısmı kapılıdır. Mezarların tavanları tonozlu ya da iki yana eğimlidir. Mezar içinde üzerine ölünün yatırılacağı klineler bulunmaktadır.
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol