Pisidia Antiocheia: Antiokheia, Isparta iline bağlı Yalvaç İlçesinin yaklaşık 1 km kuzeyinde Sultan Dağları’nın güney yamacı boyunca uzanan Anthios Vadisinde kurulmuş bir Pisidia kentidir. Kent Smyrna’da (İzmir) rahiplik yapan F. V. Arundell tarafından 1833 yılında ilk kez keşfedilmiştir. Daha sonra birçok gezgin ve arkeolog tarafından araştırılmıştır. 1880 ve 1920 yılları arasında Antiokheia’yı sık sık ziyaret eden W. M. Ramsay, 1920 yılında izin alarak Robinson ile birlikte kentte kazı yapmıştır. Ekip Roma kolonisinin büyük bir kısmını ortaya çıkarmıştır. Kent yakınındaki Karakuyu Tepesinde bulunan Men Kutsal Alanında bulunan yazıtlar üzerinde de çalışılmıştır. Antiokheia Apollonia gibi bir Seleukos kolonisidir. Şehrin kesin kuruluş tarihi bilinmemektedir. Şehir Seleukos I (MÖ 312-280) veya oğlu Antiokhos I (MÖ 280-261) tarafından kurulmuştur. Apameia Barışı sırasında (MÖ 190-188) kent Magnesia ad Meandr’dan (Ortaklar) getirilen kolonistler tarafından kolonize edilmiş ve kente Romalılar tarafından bağımsızlık verilmiştir. Kent bu durumunu MÖ 39 yılında Amyntas yönetimine girinceye kadar korumuştur. MÖ 39 yılından Galat Kralı Amyntas’ın öldürüldüğü MÖ 25 tarihine kadar kralın egemenliği altında kalan kent daha sonra Galatia Eyaleti içine alınmıştır. Kent MÖ 25 yılında İmparator Augustus zamanında Colonia Caesarea adıyla Roma kolonisine dönüştürülmüş ve bu statüsünü yaklaşık ikiyüz yıl korumuştur. İus İtalicum (Serbest Şehir) bahşedilen kent Roma’da olduğu gibi 7 küçük tepe üzerine oturan “vici” lere bölünmüştür. Koloninin resmi dili Latince olup, halk Grekçe konuşmaktaydı. Latince’nin MS 295 yılına kadar resmi dil olarak kullanıldığını İmparator ve Legatları için olan yazıtlar kanıtlamaktadır. I. A. Richmond ve R.G. Callingwood’un tahminlerine göre, kent merkezindeki nüfus 7500-10.000 civarında idi. B. Levick ise, üçbinin üzerinde veteran (asker) bulunduğunu ileri sürmektedir.
Kolonide yaşayan pek çok insan imparatorluk idaresinde görev almıştır. Antiokheia MS III. yüzyılın sonunda kurulan genişletilmiş Pisidia Eyaletinin metropolisi olmuştur. Kilise kayıtlarından anlaşıldığına göre kent Bizans döneminde de önemine korumuştur.
Kentin bilinen en erken sikkeleri MÖ I. yüzyılın sonuna tarihlenmektedir. Sikkeler üzerindeki tipler çoğunlukla Tanrı Men ile ilgilidir. Sikkeler üzerinde “Colonia” legadı yeralır. Kentin ekonomik durumu MS III. yüzyılda en üst düzeye çıkmıştır. MS 713 yılında Arap istilasına uğrayan kent yakılıp yıkılmıştır.
Bugün kent üzerinde sütunlu cadde, Augustus Tapınağı, Tiberius Alanı, Propylon (Anıtsal Giriş) Roma Hamamı, Nimfeum (Çeşme), Bouleuterion (Toplantı Binası), Tiyatro ve kilise kalıntıları mevcuttur.
Anthios Vadisi’ne hakim bir tepe üzerine kurulan kent yaklaşık 3 km uzunluğunda oval bir surla çevrilidir. Hellenistik devirde inşa edilen ilk surlar Roma ve Bizans döneminde genişletilmiştir. Sur içinde kalan 47 hektarlık alan düz değildir. Kent arazinin dalgalı durumundan yararlanılarak ızgara planlı olarak inşa edilmiştir. Güneyden kuzeye ve doğudan batıya uzanan ana caddeler şehir planının özünü oluşturmuş ve diğer planlama bu caddelere göre yapılmıştır.
Giriş Kapıları: Kente giriş üç kısımdan yapılmaktadır. Güneyde ve kuzeybatı köşede tek geçitli iki kapı vardır. Üçüncü kapı şehrin en görkemli kapısı olup şehrin batısında yeralmaktadır. Üç tonozlu olan kapı üzerinde karşılıklı diz çökmüş flama ve standart taşıyan iki part kabartması ayaklar üzerinde girland taşıyan nikeler (Zafer Tanrıçası) bezeme olarak kullanılmıştır. Kent dışına bakan kısımda bronzdan kabartma harflerle “Gaius Julius Asper Con 212” yazıtı yeralır. Yazıtın üstü zırh ve çeşitli silah kabartmaları ile bunun üzeri bitkisel bezemelerle süslenmiştir. Anıtsal kapı MS 212 yılında yapılmıştır. Üç kapı da yıkılmış ve temel seviyesindedir.
|