Isparta ve İlçeleri Kültürel Web Tanıtım Sitesi
  Yunanlılar dönemi
 
  1. YUNANLILAR DEVRİNDE, ISPARTA VE ÇEVRESİNE GELİP YERLEŞEN RUMLAR, NASIL BİR YAŞAM SÜRÜYORLARDI?

Yunalılar Devrinden 2000 - 2500 yıl sonra 1845'lerde Keçiborlu, Uluborlu, Yalvaç, Eğirdir üzerinden Isparta'ya gelen İngiliz gezgini F. V. J. ARUNDEL gezip gördüğü yerleri yazmış olduğu kitapta şöyle anlatmaktadır. 

"Isparta'ya vardıktan sonra, çoğunluk Ermenilerin bulundukları bir hana yerleştik. Bu Ermeniler hanın uzun salonunda basma bezi dokuyorlardı. Sabah erkenden, Isparta'daki RUM KİLİSELERİNİ görmeye çıktık. Rum mahallesi kentin Batı ucunda ve Türk mahallelerinden ayrı bir yerde idi. Kilisenin papazını zor bulabildik. Nikola adındaki bu papaz Moralı idi. Hemen hemen yerin altına gömülmüş bulunan kilisesini gösterdi. Papaz Nikola bize Isparta'nın Pisidia Piskoposluğunda bulunduğunu, Isparta'da oturması gereken Piskoposun şimdi Antalya çevresinde (Lysa) da yerleştiğini orada oturmakta olduğunu söyledi. Katlandığı bu zahmete karşılık biz ona Rumca bir İncil'le bir kaç küçük kitap verdik. 

RUMLAR ISPARTA'DA DÖRT KİLİSE, KIRK CAMİ OLDUĞUNU SÖYLEDİLER !.
Hana varır varmaz başka iki papaz daha geldi; bizden Rumca İncil istediler. Bize Isparta'da dört kilise, kırk cami olduğunu söylediler. Kiliselerinin eski zamanlardan kaldığını savunarak, Hıristiyanlığın ilk kuruluşu ile yaşıt bulunduğunu anlattılar. Bu kentte Hıristiyanlık diğer yerlerden daha iyi bir ortam bulmuş. 
Isparta'da güzel çeşmelerin çokluğu ilgi çekiyor. Rum kiliselerinden hana gelinceye dek, yirmi dakikalık bir süre içinde otuzdan fazla çeşme gördük ve saydık".

ESKİ YUNAN ADLARINI TAŞIYAN ADALARDAKİ RUMLAR, BURAYA KIBRIS'TAN GELİP YERLEŞMİŞLER !.
İngiliz F.V.J. ARUNDELL, Eğirdir ilçesinde gördüklerini de şöyle anlatıyor:

"Eğirdir Gölü'nün görünümü, tarif edilemeyecek kadar güzel. Hatta İtalya'nın en güzel göllerinden daha da güzel diyebilirim. Tepelerin kıyılarında, Eğirdir'e giden yolun üstünde Yörük adı verilen Türkmenlerin, açık havada çalışmakta olduklarını gördük. Basit el yapması tezgahlarda iki üç kadın, hayvan sürülerinin içinde dokuma işi yapıyorlardı.

Önümüzde eski Yunan adlarını taşıyan iki ada görünüyor. Bunlardan biri, bir Türk'ün malı imiş. İkincisinde Türkler ve Rumlar karışık olarak oturuyorlar. Rumların birazı yerli olup, Türkçe'den başka bir dil bilmiyorlardı. Birazı da Kıbrıs'tan buraya gelip yerleşmiş".

ULUBORLU'DA KALENİN İÇİNDE, TÜRKLERDEN AYRI, YAŞAYAN BİR RUM TOPLUMU İLGİMİZİ ÇEKTİ !
F.V.J. ARUNDELL, Uluborlu'da gördüklerini de şöyle anlatıyor:
"Uluborlu'ya vardıktan sonra yolumuzun üstünde bulunan bir yazıtı (kitabeyi) kopya ettik. Bir çeşmenin yanında başka bir yazıt daha bulduk. 

İç kaleye girince orada Türklerden ayrı yaşayan 300 kişilik bir Rum toplumu ilgimizi çekti. Kendilerinin anlattıklarına göre tâ eski zamanlardan beri kalenin içinde yaşıyorlarmış. Pisidia piskoposluk ruhani bölgesine dahil imişler. Ziyaret ettiğimiz papazları karısı öldükten sonra, kırk yıldan beri bekâr olarak yaşayan bir ihtiyardı. Uluborlu bahçelerinde bazı eski Yunan diliyle yazılmış yazıtlarda kopya ettik. Papaz bizi kiliseye götürdü; gezdirdi. Kilise, eski bir yapı idi. Dış duvarının örgüsünde, bir çok antika taşlar ve yazılar görülüyordu". 

BİR ZAMANLARIN BÜYÜK BİR HIRİSTİYAN KENTİ OLAN YALVAÇ'TA, HİÇ BİR HIRİSTİYAN YAŞAMIYORDU !.
Gezi notları kitabında F.V.J. ARUNDELL, Yalvaç'a varışını da şöyle anlatıyor. 

"İlk gözümüze çarpan şey Yalvaç'ta bir mabedin muhteşem taşları ve sütunları oldu. Biraz daha ilerleyince muazzam taşlarla yapılmış büyük bir binaya rastladık. Bu bir kilise idi. Vaiz yerinin yuvarlak bölümü daha yerli yerinde duruyordu. Belki en eski kiliselerden biri olan bu yerde saatlerce, günlerce, haftalarca, aylarca kalmak isterdim. Ama, kalmamak zorunda idim. Bir zamanların büyük bir Hıristiyan kenti olan Yalvaç'ta hiç Rum yoktu; hiç bir Hıristiyan da yaşamıyordu". 

 
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol